Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | eski bir film | an old movie i. | ||
Tom and Mary relaxed in front of the TV for a couple of hours watching an old movie. Tom ve Mary birkaç saat boyunca televizyonun karşısında eski bir film izlediler. More Sentences |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Media | ||
Medya | eski bir film, tv programı veya medya yapımının yenilenmiş/günümüze uyarlanmış şekilde değiştirilerek yeniden yapılması | hard reboot i. |
Theatre | ||
Tiyatro | genellikle eski yapımların yeni versiyonlarını içeren bir film seçkisini oynatan bağımsız sinema salonuna ait veya ilişkin | repertory s. |
Cinema | ||
Sinema | eski bir tür film projektörü | zoopraxiscope i. |
Sinema | eski bir film çekim süreci | bipack i. |